ÇAVUŞLU’NUN TARİHÇESİ…

Çavuşlu’nun ne zaman kurulduğu kesin olarak belli değildir. Ancak kasabanın sınırları içersinde yer alan 11. Yüzyılın ilk çeyreğinde bölgeye gelen Cenevizliler tarafından yapılan Kuru Kale gibi ören yerlerinin bulunması kasabanın M.Ö. yerleşime açık olduğu tezini kuvvetlendirmektedir. Ayrıca Roma devrine ait hamam yıkıntıları, kümbet ve kubbe kalıntıları da Çavuşlu’nun çok eski bir yerleşim bölgesi olduğu tezini desteklemektedir. Çuvazlar, Çavuşlu’ya ismini vererek yerleşen ilk Türk boyudur. Çuvazlar’ın bir kısmının İran’ın Kuzistan bölgesinde 14 bin çadıra ulaşan nüfusları ile göçebe olarak yaşadıkları 1930 yılındaki araştırmalardan öğrenilmiştir. 1758- 1792 yıllarında Trabzon sancağına bağlı kaza merkezi olan Çavuşlu, Trabzon sancağına 8 kuşak vali yetiştirmiştir. Trabzon sancağına bağlı Voyvadalık olan ve 1874’de kurulan Görele Belediyesine teşkil eden senelerde bağlanan Çavuşlu, 1923 de İl olan Giresun’a, Görele ile birlikte bağlanmıştır. 1962 senesine gelindiğinde belde statüsüne çıkan çavuşlu halen belde belediyesi olarak faaliyet göstermektedir.

Yavuz Sultan Selim Han Konağı ; Osmanlı Devletinin 8. Padişahı olan Sultan İkinci Bayezid, padişah olduktan sonra, askeri sevk ve devlet idareciliğini öğrenmesi için, Oğlu Şehzade Selim’i Trabzon Sancağı’na tayin eder. Şehzade Selim, Trabzon’da devlet işlerinin yanında, ilimle uğraşır ve büyük alim Mevlana Abdülhalim Efendi’nin derslerini takip ederdi. Sultan İkinci Bayezid’in vefatı ile tahta çıkan, Osmanlı Devletine 8 yıl gibi kısa bir süre Padişahlık yapmış (1512-1520), 9. Padişah olan 1. Yavuz Sultan Selim Han, Şehzadeliği döneminde Trabzon sancağından Payitaht da seferleri esnasında yol güzergahın da bulunan günümüz Çavuşlusunun bugünün Konak çevresini çok beğenir ve ağalarına ferman vererek bu alana Yazlık Konak inşa edilmesini buyurur.

Yapımı kısa sürede tamamlanan yazlık Konak üç katlı ve 4.000m² alana sahiptir. Konak dönemine uygun olarak iki kademeli olarak inşa edilmiştir. Birinci kademe yapılabilecek saldırılara karşın koruma önlemi olarak yer yer kalınlığı 1.5 mt. Bulan kara taş sur duvarlar ile çevrilidir. İkinci kademe ise iç kale diye tabir edilen yapılardan oluşmaktaydı. Konağın iki adet kapısı bulunmaktadır. Birincisi ve Ana kapı Güney Cephesinde “Bab-ı Adalet” yani Adalet Kapısı olarak anılır. İkinci kapı ise Kuzey Doğu yönünde “Lebi Derya Kapısı” olarak anılır. Konağın yapımı esnasında kullanılan kara taşların Kuru Kale’den ve Dokuzgöz’den elden ele taşıma usulü ile getirildiği rivayet edilmektedir. Dönemin ve bölgenin cazibe merkezi olan bugünün Çavuşlusu, Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Han’ın Şehzadelik dönemi eserlerinden birine ev sahipliği etmektedir.

Yavuz Sultan Selim Han’ın Annesi Gülbahar Hatun da, doğal güzelliği ve havasından ötürü ilgisini çeken Çavuşlu da ki yazlık Konak, Sultan Selim’in Eşi Ayşe Hafsa Sultan ile yaz aylarını geçirmek için bu konağa gelmesi ile Osmanlı Devletinin 10. Padişahı olacak olan Kanuni Sultan Süleyman Han’ın da bu yazlık Konak’a bebek yaşta iken gelmesine vesile olmuştur. Şehzade Süleyman’ın beşiğinin de bu Konak da sallandığı rivayet edilmektedir.

Kuru Kale ; Kuru Kale aslında orijinal ismi “Kurul Kale”, M.Ö. II. Ve I. Yüzyılda yerleşim yeri olduğu ve bu kale’nin aynı ismi taşıyan ve aynı yüzyıllarda yapıldığı bir benzerinin de, Ordu il merkezine bağlı Bayadı Köyü sınırları içersinde bulunuyor.

Kuru kale; Cenevizliler, Romalılar, Pontuslular, Selçuklular, Rumlar, Osmanlılar tarafından barınma, yaşama ve bölgeyi idare etmek için elinde bulundurmuşlardır.

Kuru Kale diğer adı ile Kurul Kale günümüzde bahse konu kavimlerin aksine bugün bizlerce terk edilmiştir. Yağmalanmış ve talan edilmiştir. Kuru Kale de günümüze ulaşan Cenevizliler döneminden kalma kayalara oyulmuş lahit mezarlardır.  Kale çevresinde birçok da mağara vardır. Bunların en büyüğü ve ilginci kuzey doğu cephesinde kalan “Sulu Mağara” dır. Mağaranın içersinde içilebilir olan su kaynağı ve bir gölet mevcuttur. Kuru kale de küçük boyutta olarak günümüzde ayakta kalmayı başarabilmiş Selçuklulardan kalma Sur da mevcuttur.

Kuru kale’nin konumu ve bölgeye hakimiyeti görülesi ve gezilesi güzelliktedir. Kuru Kale’ye çıkıldığında Karadeniz’in, Sis Dağının ve Başta Zıva Vadisi olmak üzere diğer vadilerin panoraması gözler önüne serilmektedir.